7 Kasım 2009 Cumartesi

Sonbahar

Mevsim itibariyle hüznü yansıtandır sonbahar. Yapraklar bu mevsim dökülür, biraz da yitip gidenleri simgelemiyor da değil ağaçlardan düşen yeşilden sarıya dönmüş bu parçalar. Son yıllarda atağa geçen Türk sinemasında, Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu, Keloğlan Kara Prense karşı gibi malum filmlerin yanısıra kaydadeğer, memleket sınırlarının yanısıra yurtdışında da beğeni toplayan filmler de üretilmiyor değil. Bunun bir örneği olan 2008 yapımı "Sonbahar" filminin yönetmenlik koltuğunda Özcan Alper oturuyor. Film güncel tarihe yönelik yaptığı göndermeler ile birlikte kalburüstü oyunculuk performansı ile öne çıkan bir yapım.

Başroldeki Yusuf karakterini canlandıran Onur Saylak ve Gürcü Eka karakterini oynayan Megi Kobaladze'nin performansları için bile izlenecek bir filmdir. Yusuf'un çocukluk arkadaşı Mikail rolündeki Serkan Keskin de ayrıca döktürmektedir. Filmin ana teması öğrencilik yıllarında hapse girip 10 yıl sonra sağlık sorunları ile tahliye edilen Yusuf'un evi Hopa'ya dönüşü ve burada yaşadıkları oluşturuyor. Eski arkadaşları ile buluşmalar, geçmişte yaptıklarını sorgulama sahnesi oldukça etkileyici. Yusuf'un annesinin Hemşince diyalogları da filmin diğer renkli unsurlarını oluşturuyor. Bulunan durumun aşk kavramı ile örtüşmede yaşadığı zorluklar, Gürcistan'dan gelen ve fahişelik yapan Eka ile Yusuf'un yaşadıkları duygusal yakınlaşma ve Hopa'nın güzel görüntüleri filmin diğer unsurlarını oluşturuyor.

Sonuç olarak izlenmesi ve kaçırılmaması gereken Türk sinemasının güzel yapımlarından biri. Ana iki karakter olan Yusuf ile Eka'nın bulunduğu bir sahnede Requiem for a Dream'i hatırlatan yönetmen Özcan Alper'e filmin son sahnesindeki performansı için şapka çıkarttığımı ayrıca belirteyim. İyi seyirler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder